Lefkoşa’nın genç sakinlerinin gündelik hayatlarından bir dizi kareler içerir. Size tavsiyemiz onların hayatlarına bir göz atmanız ve hiçbir filtre ya da yönlendirme olmadan kimlikleri hakkında anında, kendiliğinden bir fikre kapılmanız. Bu tam da bu genç insanların şevkle uğruna yola çıktıkları amaç: hayatlarının çoğunlukla yakın dostları ve ailelerine ayırdıkları kısmını göstermek ve belgelemek. Bu kitabı mümkün hale getiren Lefkoşa’nın Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk toplumlarından olan proje katılımcılarını tanıtmaya çalışmaksa beyhude. Beyhude çünkü bu kitabın amaçlarından biri de tam olarak böylesi bir tanımlama ihtiyacına karşı durmak.
Eugenio Montale 1971’de yetmiş yedi yaşındayken Satura adlı önceki şiirlerini yeni bir biçimde derlediği kitabı yayınladı. Sessiz geçen yıllardan sonra, yüceltilmiş mısralardan, anlaşılması güç itkileri terk etmiş farklı bir ses ve farklı bir dille geri döner. Bugün ise, kendi aracı şiirselliği tüm gizemlerinden arındıran yeni ve daha çabuk bir üslup önermektedir. Bu, aşırı bir canlılıkla nitelendirilen alelade, net bir dil ve zaman zaman neredeyse saldırgan. Bu, katıksız şiirselliğin yüce tepelerinden indirilmiş bir dil.
Sonuç; evlerin, mahallelerin, sokakların, dükkânların, örtülmemiş yatakların, bitkilerin, hayvanların, yolculukların, suretlerin, öz çekimlerin, arabaların ve fotoğrafların fotoğraflarından oluşan şeylerin, yerlerin ve yüzlerin harika, zengin, çılgın ve güzel bir mozaiği. Geçmiş ise tıpkı, neredeyse artık duymayı bıraktığınız o fondaki sürekli ve dipten gelen gürültü gibi projenin başından sonuna kadar eşlik etti.